Super User

Super User

Uzun süre hareketsiz Bilgisayar kullanımının Zararları

Evimizde ofisimiz de 7 den 70'e bilgisayar kullanmaktayız. Bilgisayar başında fazla vakit harcamaktan ve yanlış oturmadan dolayı Göz, bel ve boyun ağrıları ciddi artış gösterdi. Bazı risk faktörleriniz varsa bu hastalıklara yakalanma olasılığınız daha yüksek. Bu risklerden biri hemen hepimizin yaşamında bulunan ve hayatı kolaylaştıran bir cihaz. Yani bilgisayar. Kullanımı giderek yaygınlaşan bilgisayarın getirdiği hastalıkların başında bel ve boyun ağrıları geliyor.

Çalışanlar, özellikle bilgisayar kullananlarda ne tür hastalıklar görülebilir?

Özellikle son 20 yılda iş hayatında bilgisayarın daha fazla kullanılmaya başlanması ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirdi. Boyun, kollar ile beldeki ağrılar ve hareket kısıtlanmasıyla kendini gösteren mesleki kas-iskelet hastalıkları, ekran başında çalışanların en yaygın ve ciddi sağlık sorunu haline geldi. Bilgisayar kullanırken boyun, el bilekleri, eller ve belin kötü pozisyonda tutulması sonucu sorunlarla karşılaşılıyor. Bu hastalıklar iş verimini düşürdüğü gibi iş memnuniyetini de azaltıyor. Bunun ekonomiye getirdiği ciddi bir yük de var.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve ABD de Çalışma Bakanlığı ve işle ilgili devlet kurumlarının verilerine göre yoğun bilgisayar kullanımı nedeniyle mesleki kas ve iskelet hastalıkları 1980 den beri dramatik şekilde artıyor. Kas ve iskelet hastalıkları dışında bilgisayar gözlerde ağrı, yanma, batma ve görme bozukluğu gibi sorunlara yol açıyor. Ayrıca yorgunluk, halsizlik ve baş ağrısı dışında bazı ruhsal hastalıklar da bilgisayar kullanımı sonucu sık görülüyor.

Her bilgisayar kullanıcısında mutlaka sorun olur mu?

Bilgisayar kullananların yarısından fazlası kas iskelet hastalığıyla ilgili yakınmalar bildiriyor. Yapılan bir araştırmada haftada 15 saatten fazla bilgisayar kullanan ve işe başlarken hiçbir sorunu olmayanların yarısından fazlasında çalışma yaşamlarının ilk 12 ayı içinde kas ve iskelet hastalıklarının ortaya çıktığı belirlenmiş.

İstanbul Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Anabilim dalında yürüttüğümüz bir araştırmada bir devlet kurumunda çalışan 104 bilgisayar kullanıcısının yüzde 90 ında boyun, kollar ve bel ile ilgili rahatsızlıklar görüldüğünü saptadık.

En sık görülen sorunlar neler?

  • Boyunda kas zorlanması (gergin boyun sendromu).
  • El bileğinde sinir sıkışması (karpal tünel sendromu).
  • Başparmak ve el bileğinden tendon iltihaplanması.
  • Omuz ve dirsekte tendon iltihaplanması. Hastalık oluştuğu hangi belirtilerden anlaşılabilir? Ağrı Kollarda ve parmaklarda uyuşma, karıncalanma ve güçsüzlük Hareket güçlüğü Baş ağrısı Yorgunluk ve halsizlik Aile ve işyeri fonksiyonlarında bozulma Hastalığa neler yol açıyor? Tekrarlamalı ve zorlamalı klavye ve mouse kullanımı.
  • El bileği ve elin, dirsekler, omuzlar ve boynun kötü pozisyonda kullanımı.
  • Kötü pozisyonda oturma. Uzun süre aynı pozisyonda çalışma.
  • İş yerinde oturma yerinin, masanın, ekranın, klavye ve mouse�nin yüksekliğinin ve kullanımının çalışana uygun olmaması Aydınlatma, sıcaklık ve nem gibi çevresel etkenlerin yetersizliği.
  • İş memnuniyetsizliği.
  • İş üzerinde çalışanın kontrolünün olmaması.
  • Ağır iş yükü sorumluluğu.
  • Yetersiz iş arkadaşı ve amir desteği olmayışı.
  • Monoton iş.
  • Yaşın ilerlemesi.
  • Kadın olma.
  • Kondisyon yetersizliği.
  • Sigara içmek.
  • Daha önceden bel ağrısı geçirmiş olmak.
  • Dizleri bükmeden öne eğilme, ağırlık kaldırma ve dönme gibi hareketler bel fıtığında etkili.

Bilgisayara bağlı oluşan hastalıklarda tedavi nasıl yapılıyor?

Belirtiler tanınır ve doktora başvurmada geç kalınmazsa tedavide başarı şansı artar. Gecikme halinde tedavi zorlaşır. Tedavi için ilaç, fizik tedavi ve cihaz kullanımı gibi yöntemlerle ağrı azaltılabiliyor. İşe başlamadan önce ve çalışma sırasında uygulanabilen egzersizlerle kaslar güçlendirilebilir, gevşeme sağlanabilir ve göz yorgunluğu azaltılabilir.

Doktora ne zaman başvurulmalı?

Ağrı ve diğer yakınmalar birkaç günlük istirahate rağmen geçmiyor, tekrarlıyorsa, elde uyuşma ve güçsüzlük varsa gecikmeden doktora gidilmeli.

Ameliyat gerektiren durumlar da olabilir mi?Boyun fıtığı ve karpal tünel sendromunda kolda ve elde uyuşma, güçsüzlük varsa ve bu durum ilerliyorsa, idrar ve dışkılama alışkanlığında değişiklik varsa ameliyat gerekebilir.

Stres de ağrıtırStres omurga hastalıklarında nasıl etkili oluyor?

Kasların kasılmasıyla setres arasında ilişki var. Özellikle omuz ve boyun kaslarımız stresten etkileniyor. Çünkü bu bölgede stres nedeniyle gerilmeler oluyor. Böylece buradaki dokularda kanlanma azalıyor. Bu da hastalığa yatkınlığa yol açıyor, kas kasılıyor. Kulunç denilen yapılar genelde strese maruz kalmanın sonucudur. İnsanlar üzüldüklerinde boyun ve sırt ağrıları artabiliyor. Bu bölge daha az hareket ettirdiğimiz bir bölge olduğundan ağrı etkili oluyor.

Omurgamıza ait hastalıkların yani bel ve boyun ağrılarının görülme sıklığı nedir?

Hekime başvurularda kas iskelet hastalıkları birinci sırada geliyor. Bel ağrısı, pratisyen hekimlere başvuruda üst solunum yolu enfeksiyonlarından sonra ikinci sırada. Bel ağrısı, çalışanların birinci derecedeki sorunudur. Her pazartesi anabilim dalımızda herkese açık bel okulu var.Burada eğitim alarak omurganızı nasıl kullanmanız gerektiğini öğrenebilirsiniz.

Bel ağrısı çoğunlukla hangi yaşlarda görülüyor?

  • Yaşla beraber görülme sıklığı artıyor. 35-45 yaş arası en sık görülen yaş grubu.
  • Erken yaşlarda görüldüğünde daha önemli.
  • İleri yaşlardaki bel ağrısı daha ciddi olabiliyor.

İSG Yasasının Bir Maddesi 2016’dan 2017’ye Ertelendi.

İş Sağlığı Güvenliği (İSG) Yasasının, 1 Temmuz 2016 itibariyle başlayan yükümlülüğü; Kamu kurumları ile 50’den az çalışanı olan az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi İSG-Katip ataması ve sürekli İSG hizmet alınması zorunluluğunda 01.07.2017 tarihine kadar 1 yıl erteleme yapıldı.

2016 ‘dan 2017’ye erteleme yapılan kısım; İSG-Katip sisteminde işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı için İSG-Katip ataması yapılarak, işyerlerinin periyodik ziyaretlerle İSG açısından gözetim ve denetim altında tutulmasıdır. Bu bir yıl ötelenen madde hariç kanundaki tüm yasal sorumluluklar devam etmektedir!

7 Eylül 2016 tarihinde Resmi gazetede ”Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair başlığı” altında yayınlanan 6745 sayılı kanun ile birlikte 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanunun 38. maddesinde belirtilen 6. ve 7. maddelerin uygulama yükümlülükleri kamu kurumları sayılan işyerlerinde ve 50 ‘den az çalışanı olan özel işletmelerde 1/7/2016 tarihinden 1/7/2017 tarihine ertelenmiştir. Kamu kurum ve kuruluşlarında memur çalışanlar için ve 50 den az çalışanı olan özel işletmelerde İSG profesyoneli istihdam zorunluluğu 1 Temmuz 2016 tarihinden 1 Temmuz 2017 tarihine ertelenmiştir.

6331 SAYILI İSG KANUNU, MADDE 38 – (1) Bu Kanunun 6 ve 7 nci maddeleri; 4857 sayılı İş Kanununun mülga 81 inci maddesi kapsamında çalışanlar hariç kamu kurumları ile 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için 1/7/2016 tarihinde, ifadesi yayınlanan 6745 sayılı kanunun 71. maddesinde yapılan değişiklikle 1/7/2017 olarak değiştirilmiştir.

1 Ocak 2013 tarihli 6331 Sayılı İSG Kanunu ile; az tehlikeli sınıfta yer alan 50’den az çalışanı olan işletmelere aşağıdaki işveren yükümlülükleri devreye alınmış durumdaydı ve halen devam etmektedir. İSG-Katip ataması ile sürekli OSGB hizmeti zorunluluğu bir yıl ertelense dahi aşağıda bazı başlıkları verilen hizmetler OSGB firmalarından alınmaya devam edecektir. Hali hazırda OSGB firmalarıyla sözleşme yapmış olan firmalar bir gereklilik olarak İSG hizmeti almaya devam edebilecekleri gibi aşağıda bazı başlıkları verilen zorunlu hizmetleri alarak sadece İSG-Katip atamasını kaldırabilirler.

1. İSG Risk Değerlendirme Raporu Hazırlanması
2. Acil Durum Planları, yangınla mücadele, ilk yardım eğitimi
3. Tüm Çalışanların Sertifikalı İSG Eğitimi Alınması
4. Acil Durum Tahliye Eğitimi ve Tatbikatı (Yılda 1)
5. Koruyucu donanım ve ekipmanların belirlenmesi, tedariği, eğitimi
6. İSG Talimatları, görev tanımları ve prosedürlerin hazırlanması
7 . İşyeri hekimine çalışanların sağlık muayenesinin yaptırılması
8 . İşyerinde kullanılması gereken iş güvenliği işaretlerinin belirlenmesi Ortam ölçümleri, mühendislik kontrolleri

ve işe ve işyerine özgü diğer İSG gereklilikleri….

İş güvenliğinde 1 Temmuz alarmı!

1 Temmuz’ dan itibaren, işçi çalıştıran her işveren için artık yeni bir yükümlülük yürürlüğe girdi. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamı dışında kalan tüm işyerleri artık iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli istihdam etmek zorunda. Aşağıda yer alan faaliyet ve kişiler hakkında ise bu zorunluluk uygulanmayacak:

Personelin Sağlık Gözetimi

İşyerinde çalışanlarda bir topluluktur. Farklı sayıda da olsa birden çok kişinin birlikte çalıştığı işyeri bir topluluğu ifade eder. Aynı zamanda işçilerin meslek hastalıkları ve iş kazaları nedeniyle toplumda ki diğer insanlardan daha fazla hastalanma ve ölme olasılıkları vardır. İşte bu nedenlerden dolayı işçiler toplumda risk gruplarıdır. Temel Sağlık hizmetleri anlayışı risk gruplarına öncelik verilmesini istemektedir. Bu nedenlerle işyerlerinde sağlık hizmeti olması ve çalışanların sağlığının gözetim altında olması, sağlıklarının izlenmesi gereklidir. Bu çok tehlikeli işlerden, az tehlikeli işlere kadar tüm işyerleri için geçerlidir.

İşyeri sağlık birimi kurulması Temel Sağlık Hizmetleri açısından bir zorunluluktur. İşyeri sağlık biriminde çalışan hekim ve diğer sağlık personelinin en önemli görevi ise çalışanların sağlığını izlemek, böylece sağlığını korumak ve geliştirmektir.

Sanılanın aksine işyeri hekiminin öncelikli görevi işyerinde hasta olan çalışanları tedavi etmek değildir. İşyeri hekimi çalışanları sadece hastalıklarına karşı sorumlu değildir. Çalışanların sağlığından sorumludur. Topyekün sağlıktan sorumlu olmak daha geniş, daha anlamlı ve doğru bir yaklaşımdır. Bu nedenle işyeri hekiminin görevi o gün hasta olan bir kaç işçiyi tedavi etmek değildir,tüm işçilerin sağlığını korumak ve geliştirmekle görevlidir.

Bu nedenle çalışanların sağlığının hekim tarafından gözetim altında olması ve izlenmesi gerekir. İşyeri hekimi sürekli çalışanları çalıştıkları ortamda izlemeli, işyerindeki riskleri belirlemeli var olan risklere karşı alınacak önlemlerin alınmasını sağlamalıdır. İşyeri hekimi çalışanların sağlığını gözetlemesi ve izlemesi için esas görevleri olan; işe giriş muayenesi, periyodik muayene gibi görevlerini doğru ve etkin yapmalıdır.

İşyeri hekiminin görevleri ilgili yönetmelikte iş sağlığı ile ilgili yükümlülükler işverene verilmiştir. İşveren işçi sağlığı ile ilgili hizmetlerin işyerinde sunulmasından sorumludur. Bu nedenle işyeri sağlık birimi kurmak veya iş sağlığı hizmet alması gerekir. Bu kapsamda işyeri hekimi istihdam etmesi veya Kamu veya özel kuruluşlardan hizmet alarak işyerinde işyeri hekimi bulundurması gerekmektedir.

Yönetmelikte 9. madde de işyeri hekimi çalışanların sağlık gözetimi ve çalışma ortamının gözetimi ile ilgili işverene rehberlik yapmakla görevlidir demektedir. Bu nedenle işyeri hekimliği çok ciddi bir iştir ve esas iştir. Öylesine ikinci iş olarak yapılacak bir iş değildir.

Esas görevlerinden birisi olan işyerinin gözetimi çok önemlidir. Bunun için iş yerinde olması gerekir. O işyerinde ortam değerlendirmesi yapmalıdır. Var olan riskleri belirleyip düzeltilmesinin takipçisi olmalıdır.

9/c-1 maddesinde ise sağlık gözetimi kapsamında işe giriş ve periyodik muayeneler konusunda çalışanları bilgilendirmek işyeri hekiminin görevi olarak belirtilmiştir. İşyeri hekimi çalışanların periyodik olarak muayeneleri yapmak, gerek gördüğü sıklıkta da düzenlemek zorundadır. Bu yazıda işyerinde sağlık gözetimi açısından son derece önemli olan işe giriş muayenesi ve periyodik muayenenin önemi ve nasıl yapılması gerektiği ele alınacaktır.

1- İşe Giriş Muayenesi
Hekim ile çalışan arasında ilk temas işe giriş muayenesi ile başlar. Bu nedenle çok önemlidir. Aslında işe giriş muayenesi işle çalışanın uyumunun değerlendirilmesidir. Çalışacak kişinin işe uygun olup olmadığını değerlendirme sürecidir.

Aslında iş ilanında işin nasıl bir iş olduğu, aranan elemanın ne niteliklere sahip olması gerektiği belirtilmelidir. İnsan kaynakları birimi iş ilanında işin ve işyerinin niteliğini ve aranan elemanda istenilen özellikleri belirtmelidir. Bu yaklaşım Türkiye de pek yerleşik bir alışkanlık değildir ve işler profesyonel boyutta yürümemektedir. Öncelikle bu doğru usulün de Türkiye de yerleşmesi lazımdır. İlana çıkılır iken işyerinin özelliklerinden, işin özelliklerinden ve işçide aranan niteliklerden bahsedilmelidir. Örneğin sadece “elektrik teknisyeni alınacaktır” demek yeterli değildir. Nasıl bir işyerinde çalışacak; fabrikada mı çalışacak, yoksa dış ortamda mı çalışacak? Yüksek gerilim hattımı döşeyecek, fabrikada elektrik tesisatıyla mı ilgilenecek?Duruma göre aranan nitelik değişecektir. Yüksek gerilim hattı döşeyecek ise o zaman; seyahat edebilen, dış ortamda çalışabilecek genç ve dinamik bir kişiye ihtiyaç duyulabilir. İşte bunların belirtilmesi gerekir.

İşe giriş muayenesi yapacak hekiminde hangi iş için nasıl bir eleman istendiğini bilmesi gerekir. Hekim iş ortamını, işi bilmesi gerekir. Bunun için en uygunu işe giriş muayenesini o işyerinin hekimi yapması gerekir. O işyerinin hekimi işyeri ortamını bildiği için işçinin ortama uygun olup olmadığına en doğru karar verecek kişidir. Başka bir hekimin işe giriş muayenesi yapması doğru değildir. Bu nedenle Türkiye de herhangi bir hekimin işe giriş muayenesini kabul eden yanlış uygulamaya da son verilmelidir. Hekimlerde bu yanlışa sebep olmamalıdır. Aile hekiminin veya başka bir hekimin “Sağlam veya Sağlıklıdır” gibi raporları eksiktir. Neye göre kişi sağlam, sağlıklı veya uygundur. Bu tür raporlar hekimi de sıkıntıya sokar, işvereni de işçiyi de sıkıntıya sokabilir.

İşe giriş muayenesi ciddi bir iştir. Aynı zamanda bir hukuki belgedir. Bu nedenle o işyerinin hekimi tarafından istenilen işi ve nitelikleri bilerek yapılan muayene sonucu verilmelidir. Elbette işe giriş muayenesi ve bu sırada istenilecek tetkikler çok farklı seyredebilir. Özellikle işin riskine göre adayın gereken muayenesi yapılmalıdır. Örneğin tozlu bir işi için kişinin akciğer muayenesi ve solunum fonksiyon testleri mutlaka yapılmalıdır. Tam muayene ve analizlerden sonra uygun ise” işe uygun” olduğunu belirten bir rapor verilmeli, muayene ve tetkiklerin sonuçları dosyasına işlenmeli ve saklanmalıdır. İşyeri hekimi bunları gerektiğinde başvurulacağını bilinerek ve işçinin sağlığını izlemek için özenle saklanmalıdır.

2- Periyodik Muayene
İşyeri hekiminin çalışanın sağlığını izlemesinin yolu periyodik muayenedir. Doğru bir seçimle işe başlayan bir çalışan çalışma hayatı boyunca herhangi bir şikayetiolmasa da düzenli olarak sağlığı izlenmelidir. Kendisi gelmese de gerekirse davet edilerek kontrol edilmelidir. Periyodik muayene yapılan işe göre düzenlenmelidir. Ne sıklıkta olacağı yapılan işin tehlikesine göre ayarlanmalıdır. Bu konuda işyeri hekimi yetkilidir. Çok tehlikeli işlerde çalışanın sağlığı daha erken ve ağır etkileneceği düşünülerek en az yılda bir veya daha sık muayene edilmelidir.

Periyodik muayenenin esas amacı sağlam ve sağlıklı olarak işe alınan çalışanın işyerinin olumsuz etkilerinden dolayı sağlığının olumsuz etkilenip etkilenmediğini saptamaktır. Etkilenmiş ise erken tanısı ve erken tedavisi için bir fırsata dönüştürme girişimidir. Bilindiği gibi bir hastalığın ne kadar erken tanısı konar ise o kadar az zarar vermesine izin verilmiş olur ve erken, etkin ve ucuz tedavisi de sağlanmış olur.

Periyodik muayenede içeriği iş koluna ve iş kolundaki risklere göre yapılmalıdır. Bu nedenle işyeri ve işyerindeki riskleri iyi bilmek gerekir. İşyeri hekimi yapılan işi ve işyerini iyi bilmelidir. İşyerindeki ortam ölçümlerini izlemeli kullanılan kimyasalları bilmelidir. Yani işyerinin içine girmelidir. Sadece odasında oturarak gelen hasta işçileri muayene ederek işyeri hekimi olunmaz. Kendisine periyodik muayene protokolü oluşturmalı, işçilerde hangi muayene ve tahlilleri yapacağını belirlemeli, düzenli olarak muayene ve tahlilleri yaparak işçinin kişisel dosyasına işlemeli ve daha önceki durumuyla karşılaştırmalıdır. Gereken işçileri için takip sıklığında değişiklik yapmalıdır. Riskli işçileri veya şüphelendiği işçileri daha sık izlemelidir. Şüphelendiği kişileri ileri tetkik gerekiyorsa ilgili merkeze göndermelidir.

Periyodik muayene herkes için her çalışan için bir haktır. Bu nedenle çalışanların sağlık kontrolünden geçmeyi isteme hakkı vardır. Bu hakkı sağlamak işverenin sorumluluğundadır. İşyeri hekimi bunu yapmak, kaydetmek ve değerlendirmek zorundadır.

Periyodik muayene sadece işyerindeki risklere göre değil ayrıca işyerindeki risk gruplarına ve kişilerin özel risklere göre de yapılmalıdır. İşyeri hekimleriyaşlı işçileri, gebe işçileri veya çalışanların meslek hastalığı dışında işle ilgili hastalıklarını hatta işle ilgisi olmayan hastalıklarını da izlemelidir. Tüm yaklaşımlar işçinin sağlık gözetim hakkının bir bileşenidir ve gerçektende özenle yerine getirilmesi gereken muayenelerdir ve işyeri hekiminin görevidir.

Esas amaç çalışanların sağlığını korumak ve geliştirmek olduğuna göre işe giriş muayenesi ve periyodik muayene en etkili araçtır.

İş Güvenliği Kültürü Ve İş Güvenliği Eğitiminin Önemi

Türkiye, iş kazaları ve meslek hastalıklarının en yüksek olduğu ülkelerinden birisi. Resmi kayıtlara göre 2000-2009 döneminde Türkiye’de 784 binden fazla iş kazası meydana gelmiş olup bu kazalarda 10 binin üzerinde çalışan yaşamını yitirmiştir. Resmi kayıtlara girmeyen iş kazaları ya da meslek hastalıkları nedeniyle ölen ve sakat kalan çalışanların sayısını tahmin edebilmek ise neredeyse imkânsız.
İş kazaları, çalışma hayatında karşılaşılan en önemli sorun alanlarından biridir. Dünya genelinde her yıl ortalama 1,2 milyon insan iş kazaları nedeniyle yaşamını kaybetmektedir. İş kazaları, Türkiye’de de önemli bir sorun olarak varlığını devam ettirmekte ve farklı sektörlerde çalışan binlerce kişi her yıl hayatını kaybetmektedir.

İş kazalarının önlenmesi için, geçmişten günümüze pek çok yasal ve kurumsal düzenleme yapılmıştır. Ancak yapılan bu düzenlemelerin çok fazla başarıya ulaşamadığı meydana gelen iş kazası istatistiklerinden anlaşılmaktadır. Bu durum, sorunun yalnızca teknik bir mesele olarak ele alınmasının yeterli olmadığını göstermektedir. Çalışma hayatında “insan” faktörünün en az teknik boyut kadar dikkate alınması kaçınılmazdır. Meydana gelen iş kazalarının %80-95’i çalışanların güvensiz davranışlarından kaynaklandığı ifade dilmektedir. Bu yüzden, iş kazalarının önlenmesi konusunda, bir davranış düzenleyicisi olarak kabul edilen “kültür”ün önemi göz ardı edilemez.

İş Güvenliği kültürünün geliştirilmesinde;
– Devlet,
– İşveren,
– Çalışanlar/sendikalar,
– Üniversiteler,
– Meslek örgütlerinin görevleri

Devletin Rolü:

Daha çok gözlemci, aydınlatıcı, teşvik edici ve arabulucu olmalıdır. En önemli etkinliği, gerekli koşul ve standartları mevzuatla düzenlemek, denetimi sağlamak ve devlet politikası olarak benimsenmesini sağlamak olmalıdır.

– Kayıt-dışı istihdamın önlenmesi
– Sosyal güvenliğin desteklenmesi
– İşyerinde çalışan işçi sayısına bakılmaksızın, her çalışanın İSİG hizmetlerinden yararlanmasının sağlanması

İşverenlerin rolü:
– İşletmeler iş güvenliği konusunda, harcama yapmaktan kaçınmamalıdır. Öncelikle iş kazaları ve meslek hastalıklarını önlemek için;
– Üretim süreçlerinde, Önce verimlilik yerine, önce insan yaklaşımının benimsetilmesi,
– Risk değerlendirmesi ve risk yönetimi yaklaşımının benimsetilmesi,
– İşyerinde çalışan işçi sayısına bakılmaksızın, her çalışanın İSİG hizmetlerinden yararlanmasının sağlanması,
– İşyeri sağlık ve güvenlik birimlerinin desteklenmesi,
– İlk ve acil yardım hizmetlerinin organizasyonu,
– Çalışanların eğitimi,

Çalışanlar/Sendikaların rolü:
– İşyeri, iş kolu ve üretim süreci ile ilgili bilgi sahibi olunması
– Risk değerlendirmesi ve risk yönetimi süreçlerine katılım,
– İş güvenliğinin yaşamın önceliği biçimine getirilmesine yönelik etkinlikler
– Kişisel koruyucu ekipmanın kuralına uygun biçimde kullanılması
– Yasa ve yönetmeliklerde belirlenen, çalışanların sorumlulukları; “işveren tarafından alınan her türlü tedbire riayet etmek ve talimatlara uymaktır” şeklinde belirtilmektedir.

Meslek Örgütlerinin rolü:
– İSİG – Sosyal politikalara katkı
– İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanında çalışacak insan gücünün yetiştirilmesi ve istihdam edilmesi süreçlerine katkı
– İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanında çalışacak insan gücünün mezuniyet sonrası sürekli eğitiminin organizasyonu
– İş kazalarının “Bilimsel” analizine katkı sağlamaktır.

Tüm sektörlerde yaşanan iş kazaları ekonomiye ciddi bir yük getirmektedir (40 milyar TL ). Bu noktada, iş kazalarının önlenmesi için yapılacak çalışmaların ne kadar önemli olduğu da maliyetin büyüklüğü göz önünde bulundurulması ile ortaya çıkmış olmaktadır. İnsan ve makine çalışma hayatının önemli iki faktörüdür. Bu durum değişmedikçe kaza ihtimali ortadan kalkmayacaktır. Ancak bazı teknolojik ve yönetimsel önlemler alınarak iş kazası oluşma ihtimali azaltılabilmektedir. Kanuna göre işveren, isçilerin sağlığını korumak için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür. İş kazalarında tek bir nedenden bahsedemeyiz. İşletmedeki teknik önlemlerin yetersiz olmasının yanında çalışan isçinin psikolojik durumunun kötü olması da is kazasını etkileyen faktörlerdendir. Ailevi sorunlar, geçim sıkıntısı gibi sosyal sorunlar verimliliği düşürmekte ve kazaya neden olmaktadır.

İşverenlerin iş güvenliği konusunda eğitimli olmaları, iş güvenliği uygulamalarının yararlarını görmelerini sağlayacaktır. İs güvenliğini, uygulanılması gereken yasal zorunluluk olarak değil, işletmeyi daha sağlıklı, daha kaliteli bir konuma getirmek için yapılması gereken bir adım olarak görecektir. Bu yüzden işverenlerin ve üst yönetimin bu konuda eğitim almış olmaları çok önemlidir. İşverenler iş sağlığı ve güvenliği bilincini oluşturmak için gerekli bütçeyi ayırmalıdırlar. İş kazalarının maliyetleriyle ilgili gerçekleri göz önünde bulundurduğumuzda, iş güvenliği uygulamaları kaçınılmaz bir durum olmaktadır. İsçi sağlığı ve iş güvenliğine önem verilen bir iş ortamında çalışan insanlar işlerine olan dikkatlerini arttırarak daha verimli çalışır ve hata oranı ciddi anlamda düşüş sağlar. Dolayısıyla üretkenlikleri artar. Böylece şirketlerin rekabet edebilme güçleri de artış gösterir. Rekabet ve üretkenlik, insan, teknoloji ve yönetim politikalarıyla ilişkilidir. Güvenlik ve sağlığın, insan ve teknolojinin üzerinde direkt etkisi bulunmaktadır. İs sağlığı ve güvenliği; insanın psikolojik, fizyolojik durumunun korunması ve iyi hale taşınması için yapılan uygulamalardır. Bu uygulamalar kaliteyi ve verimliliği arttırır. Bu nedenledir ki, uygulamaların hayata geçirilmesi, isçi, işveren ve devletin yararına olacaktır.

A sınıfı İş Güvenliği Uzmanı
Selin ŞENTÜRK

İş Güvenliği Nedir ve Neden Önemlidir?

Son yıllarda yaşanan iş kazaları ve beraberinde getirdiği sakat kalma ya da ölüm sonuçlarından dolayı, oldukça önemli hale gelen iş sağlığı ve güvenliği konusu, toplumda da bir farkındalık yaratabilmiş durumdadır. “İSG” olarak kısaltılan bu kavram, çalışanları korumaya yönelik olarak yapılan uygulamalar ve incelemelerin, kanun ve yönetmeliklerle desteklenmesi durumudur.

İş güvenliği kavramı, çalışanların güvenliğini sağlamak, sağlıklı ve güvenli şartlarda çalışmak amacıyla alınan tedbirler olarak tanımlanabilir. İş sağlığı ve güvenliği bilimi, işyerlerinde yapılan işin sorunsuz yürütülmesi ile bağlantılı olarak ortaya çıkan tehlikelerden, çalışanlarının sağlığına zarar getirebilecek şartlardan korunma ve buna ek olarak, daha güvenli bir iş hayatı ortamı oluşturabilmek amaçlı yapılan metotlu çalışmaları kapsamaktadır. Genel olarak ise bu bilim, sadece çalışanı koruma konusunu değil; bunun yanında iş yerini, bağlı kuruluşları ve işin gerçekleştirildiği çevreyi koruma durumunu da kapsamaktadır.

İş sağlığı ve güvenliği kavramı, ayrıntılı olarak anlatılmak istenirse, çalışılan iş yerinde meydana gelebilecek her iş kazası ve meslek hastalıkları riskinin oluşmasına karşı tedbirler alan ve bu konudaki gereken şartları yerine getirmeyi amaçlayan bir bilim olarak tanımlanabilmektedir. Tüm bunları gerçekleştirmek için gereken alet edevatları, araçları, prosedürleri de, doğal olarak işverenin omuzlarına yüklemektedir. Ayrıca, sorumlu işçi ve usta başlarına da belli görevler getirilmektedir. İş sağlığı ve güvenliği kavramı, bilimsel anlamda tıp, hukuk, sosyoloji, psikoloji ve ekonomi alanlarını da dayanak olarak almaktadır. İSG adına temel teşkil eden bir takım kanunlar da, 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanunu, 506 sayılı SGK kanunu, Türk Ceza Kanunu, çevre mevzuatı, Türk Ticaret Kanunu, borçlar kanunu, sendikalar kanunu gibi kanun ya da mevzuatlar şeklinde sayılabilmektedir.

İşçi sağlığı ve güvenliği konusunda, ergonomik koşullar ile birlikte, çalışma şartları da bir takım sorunlara temel teşkil etmektedir. İş yerinin aşırı sıcak ve nemli olması, kötü kokması, havasız ve kirli bir havaya sahip olması, yapılan işe göre ışıklandırmanın yetersiz olması, fazla gürültülü olması, mola sürelerinin az olması, vardiyalı işlerde gece çalışmalarında dikkat dağınıklığının fazla görülmesi, işin çalışma temposunun yüksek ya da çok düşük olması, vücudu ya da belli uzuvları aşırı şekilde yoran çalışmaların yapılması, ağır iş şartları ve her türlü olumsuz koşullar gibi etkenler, bu sorunlar arasında sayılabilmektedir.

İş sağlığı ve güvenliği uzmanları ise, İSG konularındaki esasların denetlenmesi ve bu anlamda kılavuz olması açısından büyük önem teşkil etmektedirler. İnşaat ve maden sektörü gibi çok tehlikeli sınıfta yer alan işlerde, bu uzmanların sorumlulukları oldukça fazladır. Tehlikeli ve az tehlikeli sınıflarda yer alan tekstil gibi, eğitim gibi sektörlerde de görev alan iş sağlığı ve güvenliği uzmanları, bu alanlarda son yıllarda oldukça sık şekilde görev almaya başlamışlardır. Uzmanların çalıştırılmalarının zorunlu olması, çalışan işçi sayısı ve sektörün tehlike derecesi de göz önüne alınarak kanunlarla sabitlenmiş durumdadır.

Çalışanlar, hayatlarını fabrikalarına ya da şirketlerine adamaktadırlar. Bu nedenle, iş yerlerinin sağlık koşulları üst düzeyde denetlenmeli, çalışma şartları olması gereken seviyelere çekilmelidir. İş kazalarının önlenmesi, ölümlerin, sakatlıkların ve yaralanmaların önüne geçilebilmesi açısından, bu konulara hassasiyetle yaklaşılmak zorundadır.

A sınıfı İş Güvenliği Uzmanı
Selin ŞENTÜRK

OSGB Hizmetleri

OSGB Nedir?

OSGB’nin açılımı “Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi” olup, bu birimler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca yetkilendirilmiş “iş sağlığı ve güvenliği” hizmetlerini sunmak üzere gerekli donanım ve personele sahip kuruluşlardır.

50 ve daha fazla sayıda çalışana sahip olan işyerlerinde, kanun gereği olarak, İşyeri Hekimi ve İş Güvenliği Uzmanı bulundurma zorunluluğu vardır. Bununla birlikte 01.01.2014 tarihinden itibaren 50 den az çalışanı olan tüm tehlikeli ve çok tehlikeli işyerlerinde zorunluluk başlamıştır. İşverenler; bu hekim ve uzmanı kendi bünyelerinde istihdam edebilecekleri gibi, 1 Ağustos 2010 tarihli kanuna istinaden, yetkili OSGB firmalarından bu hizmeti fatura karşılığında temin ederek yükümlülüklerini yerine getirebilmektedirler.

OSGB’ler;

• Personelin sağlık gözetimi,
• Çalışma ortamının hijyen gözetimi,
• Eğitim, danışmanlık ve bilgilendirme
• İlkyardım ve acil müdahale
• Kayıt ve istatistik

OSGB Hizmetlerinin Avantajları

a. İşyeri hekimliği ve iş güvenliği ile ilgili olası ihbarları, kıdem tazminatları üstlenmektedir.
b. İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili uygulamalarla zaman etkin bir şekilde kullanılmaktadır,
c. İşveren ve tüm çalışanlar için güvenli ve yaşanılır çalışma ortamı için çözümler sunmaktadır.
d. İşletme körlüğünden kurtulmayı sağlamaktadır. Rutin faaliyetler arasında gözden kaçan önemli noktaların tespitinde iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi ile birlikte çalışarak raporlama yapmaktadır.
e. Bakanlık ile ilgili yasal süreçlerin takibi ve raporlanmasını yapmaktadır.

Kayıt ve İstatistik

  • Mesleki maruziyetler konusunda sorumluluk süreleri kapsamında gerekli kişisel sağlık dosyaları ve sağlık gözetim bilgilerini 10 sene arşivlenerek saklanmalarını sağlarlar. Çalışanlara İş Sağlığı ve Güvenliği bilinçlendirme ve temel İşçi Sağlığı ve Güvenliği eğitimlerinin verilmesi
  • İşyerinde ilkyardım ve acil müdahale hizmetlerinin organizasyonu ve personelin eğitiminin sağlanması çalışmalarını ilgili mevzuat doğrultusunda yürütürler,
  • İş sağlığı, hijyen ve ergonomi alanlarında bilgi ve eğitim sağlanması için ilgili taraflarla işbirliği yaparlar,
  • İşyeri yöneticilerine, iş sağlığı ve güvenliği kurulu üyelerine, işçilere ve temsilcilerine genel sağlık konularında eğitim verirler

İş Sağlığı

T.C. Çalışma Bakanlığı 27.11.2010 Tarihli İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliğinin İşverenin Yükümlülüklerini belirleyen İkinci Bölümünün 5.Maddesi şöyledir. “İşveren, işyerlerinde alınması gereken iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin belirlenmesi ve uygulanmasının izlenmesi, iş kazası ve meslek hastalıklarının önlenmesi, işçilerin ilk yardım ve acil tedavi ile koruyucu sağlık ve güvenlik hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla; İSGB oluşturmakla, bu birimde bir veya birden fazla işyeri hekimi ile gereğinde diğer sağlık personelini görevlendirmekle ve sanayiden sayılan işlerin yapıldığı işyerlerinde tehlike sınıfına uygun bir veya birden fazla iş güvenliği uzmanı görevlendirmekle yükümlüdür.” İşveren, birinci fıkrada sayılan yükümlülüklerinin tamamını veya bir kısmını işyerinde, Bakanlıkça belirlenen niteliklere sahip personel bulunmaması halinde, işletme dışında kurulu Bakanlıkça yetkilendirilen birimlerden (OSGB’lerden) hizmet alarak da yerine getirebilir.”

İşyeri hekimleri çalışanların;

İşe giriş ve periyodik muayenelerinin yapılması,

Çalışma ortamından kaynaklanabilecek meslek hastalıkları riskini,

Rahatsızlanması durumunda tedavilerinin kurulmuş olan revirde yapılarak, hastanelere gitmek zorunda bırakılmadan en hızlı ve en az işgünü/işgücü kaybıyla, çalışma hayatının aksamadan ve sağlıklı bir şekilde sürmesini, Çalışmaları kapsamında eğitim verilmesi Kimler işyeri hekimi olabilir?

İşyeri hekimliği eğitim programını tamamlayan ve eğitim sonunda Bakanlıkça yapılacak veya yaptırılacak sınavda başarılı olan hekimlere, İş sağlığı ve güvenliği alanında en az beş yıl teftiş yapmış olan hekim iş müfettişleri, iş sağlığı bilim uzmanı hekimler, iş sağlığı bilim doktoru ile Bakanlık ve bağlı birimlerinde iş sağlığı ve güvenliği alanında en az beş yıl fiilen çalışmış hekimlerden Bakanlıkça yapılacak veya yaptırılacak sınavda başarılı olanlara, İş ve meslek hastalıkları ya da işyeri hekimliği yan dal uzmanları ile uzmanlık eğitimi süresince iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili en az 150 saat teorik ve uygulamalı eğitim alan halk sağlığı uzmanlarına, Yurtdışından alınan ve yeterlilikleri Bakanlıkça onaylanmış işyeri hekimliği belgesi veya eşdeğer belgeye sahip olan hekimlerden sınava katılarak başarılı olanlara Verilmektedir.

İşyeri Hekimleri sorumlulukları nelerdir?

a) Rehberlik ve danışmanlık;
b) Sağlık gözetimi;
c) Eğitim ve bilgilendirme;
d) İlgili birimlerle işbirliği;

İşyeri hemşiresi kimdir?

” 25/2/1954 tarihli ve 6283 sayılı Hemşirelik Kanununa göre hemşirelik mesleğini icra etmeye yetkili, iş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş işyeri hemşireliği belgesine sahip hemşire/sağlık memuru” olarak tanımlanmaktadır.

İşyeri hemşiresi görevleri nelerdir?

– Revir Hizmetleri
– Enjeksiyon
– Pansuman – Aşılama Çalışmaları
– İş sağlığı kayıtlarının tutulması
– Eğitim
– Danışmanlık

Revir Hizmetleri neleri kapsar?

İşyerinizin konumuna ve yasal gerekliliklere uygun olarak Revirinizi kuruyor, ihtiyaçlarını tamamlıyor ve çalışacak personelin atamasını yine istekleriniz doğrultusunda yapıyoruz.

• Enjeksiyon
• Pansuman
• Serum Takma
• Küçük Cerrahi Müdahale
• Acil Yardım Uygulamaları
• Tansiyon Ölçümü
• Şeker Ölçümü
• Elektro Kardiyografi (Ekg)

İş Hijyeni

Güveniş OSGB Tarafından Sunulan İş Hijyeni İle İlgili Başlıca Hizmetler

Ortam gürültü ölçümü

Kişisel gürültü maruziyeti ölçümü

Çevresel gürültü ölçümü ve gürültü haritası hazırlanması

Kişisel titreşim maruziyeti ölçümü

Çevresel titreşim ölçümü

Ortam termal konfor ölçümü (Sıcaklık, nem, hava akış hızı)

Ortam aydınlatma ölçümü

Ortam toz ölçümü

Kişisel toz maruziyeti ölçümü

İç ortam gaz ölçümü (Boya, kaynak, vb.)

BİLİYOR MUSUNUZ 

Hijyen nedir?

Sağlığa zarar verecek ortamlardan korunmak için yapılacak uygulamalar ve alınacak temizlik önlemlerinin tümüdür.

Kişisel hijyen nedir?

Bir kimsenin kendi sağlığını korumak amacıyla kendisi için yapacağı uygulamalar, alacağı önlemlerdir. Örn. el yıkama, diş fırçalama vb.

İş hijyeni çalışma alanı neleri kapsar?

İşyerinde, çalışanlar için maruziyet etkisi oluşturabilecek kimyasal, fiziksel, biyolojik faktörler ile ergonomik ve psikososyal sorunlar, iş hijyeni çalışma alanı kapsamında inceleme, ölçümleme ve araştırma yapılan başlıca konulardır.

FARKINDA MISINIZ ?

Çalışma ortamında gerekli kontrol, ölçüm. inceleme ve araştırmalar yapılması veya yaptırılması işveren sorumluluğundadır ve yasal zorunluluktur.

İşveren, çalışan sağlığını olumsuz etkileyen uygunsuzlukları gidermekle yükümlüdür.

İşveren, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu dikkate almak zorundadır.

Çalışan, ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalması durumunda, gerekli tedbirler alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınma hakkına sahiptir.

UNUTMAYIN !

Güveniş OSGB, şirket bünyesindeki kuruluşları, deneyimli personeli ve gerekli donanımları ile iş hijyeni alanında inceleme, ölçüm, araştırma, değerlendirme, eğitim ve danışmanlık hizmetleri sunmaktadır.

Güncel Makaleler

Bize Ulaşın

Güveniş OSGB Hizmetleri
Oruç Reis Mah. Tekstilkent Tic. Mrk.
B10 Blok No:45 Atışalanı
Esenler / İstanbul

0212 438 12 81

info@guvenisosgb.com.tr

E-Bültene Abone Ol: